Yüksek sıcaklıklara en duyarlı ürünler arasında yer alan kahve, İsviçre’de yapılan bir araştırmanın çıktılarında kayda değer tespitlerin yapılmasını sağladı. Raporun sonuçlarına göre dünyanın en fazla tüketilen kahve çeşidi olan Arabica üretiminin çoğunluğunu yapan ülkelerin, mahsulün yetiştirilmesine uygunluğu 2050 yılına kadar yarı yarıya azalacak.
Farklı bir ifadeyle gezegen ısındıkça küresel ölçekteki kahve üretimi de kademeli olarak azalacak. Fiyatlar üzerinde baskı oluşturması beklenen bu durum ise uzun vadede kahveyi bir keyif olmaktan çıkarabilir. Dünyanın en değerli tarım ürünlerinden biri olan kahve, “Coffea” familyasına ait bir bitki. 100’den fazla türü bulunuyor. Bunlardan ticari değeri en yaygın olanları, Arabica (Coffea Arabica) ve Robusta (Coffea Canephora) kahveleri.
Kahve üretiminin azalma tehlikesine karşı kahve üreticileri ve Dünya Kahve Araştırma Merkezi, Etiyopya’da Robusta ve Arabica türleri dışındaki diğer kahve türlerini birleştirerek yeni melez türler üretmeye çalışıyor. Kahvenin ana üretim bölgelerindeki çiftçilerin tarım sistemlerini değişen koşullara uyumlu hale getirmesi de bir başka çözüm önerisi. Geçmişte yöntem değişikliğiyle yeni alanlarda kahve yetiştirme deneyimi olduğu belirtiliyor ancak zamana ihtiyaç olduğuna şüphe yok.
Öte yandan sıcaklıklardaki artış ve yağış düzenlerindeki değişiklikler bazı bölgeleri bu mahsuller için daha uygun hale getirebiliyor. Ancak bu ürünleri yeni bölgelerde yetiştirmeye yönelik büyük değişikliklere gidilmesi, daha fazla ormanı tarım arazisine dönüştürebilir. Daha da ilerisi istilacı türlerin artmasına sebep olabilir. Ormansızlaşma riskiyle karşı karşıya kalınabilir. İklim değişikliğinin etkileriyle toprağın da yapısı değişiyor. Bu değişim birçok ürünün ekim ve/ veya dikim alanlarını tehlikeye atıyor.
Özellikle Afrika, Asya ve Latin Amerika gibi az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tarımsal üretimi, dolayısıyla gıda güvenliği iklim değişikliğinin yıkıcı etkileri nedeniyle tehdit altında. Halihazırda dünyada 1 milyardan fazla insan, temel besin kaynaklarına kolay ve istikrarlı bir şekilde ulaşamıyor. İklim değişikliğinin ilerleyen yıllarda tarım alanları üzerinde daha da etkili olması sürpriz olmayacak. Kahve de yalnızca sık tüketilen bir içecek olarak değil, milyonlarca küçük çiftçinin geçim kaynağı olarak dünyanın en önemli ürünlerinden biri.
Brezilya soğuk hava etkisiyle bir dizi sorunla boğuşuyor
Bugün itibarıyla küresel kahve üretiminin başlıca ülkesi Brezilya. Onu sırasıyla Kolombiya ve Endonezya takip ediyor. Meksika, Fildişi Kıyısı, Etiyopya, Uganda, Guatemala’nın yanı sıra Yemen izliyor. Fakat iklim değişikliği nedeniyle Brezilya’da bir süredir önemli sorunlar yaşanıyor. Özellikle kahve üretiminin yıldızı Brezilya’da kahve üretiminin hissedilir şekilde düşmesiyle fiyatlar son 4 yılda yüzde 100 arttı.
Toplamda 27 bin kilometrekare kahve ekim alanı bulunan ve yılda 2 milyon 595 bin ton üretim yaptığı tahmin edilen Brezilya’da soğuk havanın etkisi ile rekoltenin yüzde 20 düşeceği belirtiliyor.İsviçreli araştırmacılar, artan sıcaklıkların ve değişen yağış oranlarının gelecek 30 yıl boyunca kahve ile birlikte kaju ve avokado yetiştiriciliğini nasıl etkileyeceğini inceledi. Çalışmada, Brezilya, Endonezya, Vietnam ve Kolombiya’da kahvenin yetiştiği önemli bölgelerin 2050’ye kadar yaklaşık yüzde 50 oranında azalacağı söyleniyor.
Düşük sıcaklık senaryoları yüzde 70’lik kayıp demek
Öte yandan, araştırmanın ortaya koyduğu en düşük sıcaklık senaryosunda Brezilya’nın kahve için en uygun bölgelerinde yüzde 76’lık bir azalma olacağına da işaret ediliyor. Kolombiya’da ise bu oranın yüzde 63’ü bulabileceği tahmin ediliyor.
Öte yandan çalışmada Arjantin, Güney Afrika, Çin ve Yeni Zelanda’da bazı bölgelerin kahve yetiştiriciliği için daha uygun hale gelebileceği de belirtiliyor. Konunun ciddiyeti yıllar öncesinden de araştırmalara konu oluyordu. Küresel ısınmayla ilişkili bölgesel iklim değişikliğinin, Kolombiya kahve üretiminin standart ölçü olan 12 milyon 132 kiloluk poşetten 2006-2010 yılları arasında 9 milyon torbaya düşmesine neden olduğunu akademik bir çalışmada iddia edilmişti. 1980 ve 2010 yılları arasında ortalama yağış yüzde 25 artarak “Coffea Arabica” çekirdeğinin özel iklim gereksinimleri bozulmuştu.
Buna karşın Kolombiya kahvesi verimi ise 2011’den 2018’e önemli ölçüde artarak 14,2 milyon torbaya yükselmişti. Kolombiya, hafif ve dengeli kahve çekirdeği üretimiyle ünlü. Kolombiya’nın yıllık ortalama kahve üretimi, bugün bakıldığında 11,5 milyon torba. Kolombiya kahve çekirdekleri, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, Japonya ve İtalya’ya ihraç ediliyor.İhracattan söz etmişken büyük şirketlerin toplu alımlarına da değinmekte fayda var.
Örneğin Endonezya’da bir çiftlikten kahve alınmak istense çiftliğin 20-25 yıllığına küresel şirketlere satılmış olması sebebiyle, oradan tek bir tane kahve çekirdeği bile alınamaz. Dolayısıyla büyük kahve şirketlerinin minimum 10 yıllık bir depolaması söz konusu. Türkiye’de kahvenin işlendiği Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Urfa şehirlerinde depolardaki stoklar ise oldukça az. Bu nedenle de fiyatlar katlanıyor. Yemen de önemli bir kahve üreticisi. Kahve üretimindeki düşüşün nedenleri arasında, iç savaş, hava şartlarının değişmesi, üretimde kullanılan maddelerin kısıtlı olması ve ihracatçı firmaların çiftçilere verdiği fiyatın düşük kalması da gösteriliyor.
Kıtlık mı baş gösterecek, yeni tatlar mı aranacak?
Kahve bitkisi üretiminde sorun yaşayan bölgeler arasında Güney Amerika, Asya ve Afrika bulunuyor. Bu bölgelerdeki kahve bitkileri kuraklık, aşırı yağış ve haşere istilası gibi İklim değişikliği etkilerine maruz kalıyor, giderek azalıyor. Bütün bunların sonuçları, yakında kahve tüketicisini de etkiler hale gelecek. Aşırı hava koşullarının kahve üretimine zarar vermesi engellenebilir mi? Yoksa talep karşılanamadığı için yakında kahve kıtlığı mı baş gösterecek? Bazıları bu sorunlara karşı alacağımız önlemlerin yeni çevre sorunları meydana getireceğine inanırken bazıları da tek çareyi kahvenin tadını değiştirmekte buluyor.