Batur: Bizim tek kurtuluşumuz,
Atatürk’ün yolundan yürümektir
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü’nün vefatının 50 yıldönümünde konuşan Konak Belediye Başkanı ve
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Abdül Batur, Manisa’da şehit
cenazesinde yaşananlara dikkat çekerek, olayların siyasi provokasyona
dönüştürüldüğünü söyledi. Batur, “O şehitler bizim evlatlarımız, bizim
şehitlerimiz” dedi. Laik cumhuriyetin saldırı altında olduğuna dikkat çeken
Batur, CHP’nin de Genel Başkan Özgür Özel’in de duruşunun belli olduğunu
belirterek, “Atatürk’ten, onun bize emanet ettiği cumhuriyetten hiçbir zaman
vazgeçmeyeceğiz. Bizim tek kurtuluşumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün
yolundan sapmadan yürümeye devam etmektir” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı ve 2 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, hayata
veda edişinin 50’inci yılında Konak Belediyesi İsmet İnönü Anı Evi’nde
düzenlenen törenle anıldı. Törene Pençe-Kilit operasyonunda hayatlarını
kaybeden 12 şehidin acısı damga vururken, Manisa’da kendisinin de katıldığı
şehit cenazesinde yaşananlara dikkat çeken Konak Belediye Başkanı ve İzmir
Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı Abdül Batur, olayların siyasi
provokasyona dönüştürüldüğünü söyledi. “O şehitler bizim evlatlarımız, bizim
şehitlerimiz” diyen Batur, provokasyonu kınadı. Batur CHP’nin de, Genel Başkan
Özgür Özel’in de duruşunun belli olduğunu vurgulayarak, “Atatürk’ten, onun
bize emanet ettiği cumhuriyetten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Bizim tek
kurtuluşumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur, onun yolundan bir milim bile
sapmadan yürümeye devam etmektir” diye konuştu.
Batur: Siyasi provokasyona dönüştü
İsmet İnönü anma töreni, İnönü’nün 24 Eylül 1884 tarihinde doğduğu ve Konak
Belediyesi tarafından İsmet İnönü Anı Evi olarak kente kazandırılan evin önünde
yapıldı. Törene Konak Belediye Başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
Aday Adayı Abdül Batur, CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, CHP Konak ilçe
örgütü yöneticileri, Konak Belediye Meclisi üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının
temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı.
Başkan Batur törendeki konuşmasına Pençe-Kilit operasyonunda hayatlarını
kaybeden 12 şehidi anarak başladı. “Üzüntümüz büyük” diyen Batur, Manisa’da
kendisinin de katıldığı şehit cenazesinde yaşanan gerginliklere dikkat çekerek,
“Bunun bir siyasi provokasyona dönüştüğünü maalesef cami avlusunda gördük.
Genel Başkanımız Sayın Özgür özele karşı provokatif bir anlayışın gelişmesi,
eyleme dönüşecek noktaya, linç girişimine kadar gitmesi gerçekten çok üzücü.
Bu aynı zamanda şehitler üzerinden siyasetin nasıl geliştiğini, hangi noktaya
gittiğini görmemiz açısından önemli. Tehlikeli gelişmeler. Genel başkanımızın
şehitler, ülkenin bağımsızlığı, ülkenin Misakımillî sınırları içindeki varlığı
konusundaki hassasiyetini tüm dünya, Türkiye bilirken bu provokasyonun
yapılması gerçekten çok üzücü. Bu provokasyonu yaratanları bir kez daha
kınıyoruz. Şiddetle hiçbir şeyin çözülmeyeceğini biliyoruz. Genel Başkanımızın
söylediği şu; günde 5 bin tane imza atarız ama netice ne olduğunu biz de,
kamuoyu da bilmeli. Kaç askerimiz daha şehit, kaç askerimiz terör örgütünün
elinde esir? Bunların bilinmesini istiyor. Söylediğimiz bu. CHP olarak şehitler,
ülkenin bağımsızlığı ve teröre bakış açımızdaki duruşumuz belli. Genel
Başkanımız Özgür Özel’in de her zaman belli. Bu provokatif olayı bir kez daha
kınıyorum. Biz Atatürkçüler hassasiyet içinde olmalı, soğukkanlılıkla bu konuya
yaklaşmalıyız” diye konuştu.
“O şehitler bizim evlatlarımız”
Laik cumhuriyete karşı mevcut hükümetin yeniden bir saldırı içine girdiğini ve
bunu emin adımlarla yürüttüğünü söyleyen Başkan Batur, Milli Eğitim Bakanı
Yusuf Tekin’in “Tarikatlarla iş yapmaya devam ediyoruz. Siz tarikat olarak
görüyorsunuz, biz sivil toplum örgütü olarak görüyoruz” dediğine dikkat
çekerek, “Ne 15 Temmuz’dan ders alıyorlar ne de bulundukları noktadan
vazgeçiyorlar. Değerli Atatürkçüler, bundan sonraki süreç de, aynı kararlılıkla
Laik cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetini ve onun kurumlarını
ortadan kaldırmak için mücadele edeceklerinin en güzel göstergesi.
Atatürkçülere düşen; cumhuriyeti bize emanet eden Atatürk’ümüze ve onun
silah arkadaşlarına, fikirlerine, kurumlarına sahip çıkmaktır. Bunu da ancak
dayanışmayla yapabiliriz. Kararlılıkla duruşumuza devam edeceğiz. Atatürk’ten,
onun bize emanet ettiği cumhuriyetten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Bizim
tek kurtuluşumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur, onun yolundan bir milim
bile sapmadan yürümeye devam etmektir. Onun için kararlılığımızla,
dayanışmamızla, birlikteliğimizle bu mücadeleye devam edeceğiz. Bizi kimse
yıldıramaz. İtiş kakışla, linç girişimiyle yılmayız. Genel Başkanımız Sayın Özgür
Özel’in liderliğinde bu mücadeleye devam edeceğiz. Şehitler üzerinden politika
yapanlara da burada seslenmek istiyorum. O şehitler sadece sizin şehitleriniz
değil, bizim evlatlarımız, bizim şehitlerimiz. Orada terörle göğüs göğüse
mücadele eden evlatlarımız bizim evlatlarımızdır” diye konuştu.
İsmet İnönü’nün savaş meydanlarındaki başarısını, ulusal ve uluslararası
politikaya taşımayı başarmış büyük bir devlet adamı olduğuna dikkat çeken
Batur, “12 yıl cumhurbaşkanı, 17 yıl başbakanlık yapan İsmet İnönü, her zaman
barışı öncelik bilmiş, İkinci Dünya Savaşı yıllarında izlediği tarafsızlık politikasıyla
tarihe damgasını vurmuştur. Türkiye’yi çağdaş dünyayla bütünleştirmek için
çaba göstermiş, demokrasiye olan bağlılığını her zaman sürdürmüş ve ülkemizin
temel değerlerine her zaman sadık kalmıştır. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal
Atatürk’ün ardından ekonomik ve sosyal alanda bir dizi reform
gerçekleştirmiştir” dedi. İsmet İnönü’nün vatanseverliği ve liderlik vasıflarıyla
Türk siyasi tarihinde her zaman saygıyla hatırlandığını vurgulayan Batur, “Bir
memlekette namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça o memlekette
kurtuluş yoktur” sözünün İsmet İnönü’nün hayat hikâyesinin özeti olduğunu
belirterek, şöyle devam etti:
“Laik, demokratik cumhuriyete sonsuza kadar sahip çıkarız”
“Bulunduğu makamları kişisel çıkarı için değil, milletine hizmet için
kullanmıştır. Türkiye’nin çok partili sisteme geçiş sürecinde önemli bir rol
oynamış, ülkemizde demokratik sürecin gelişmesinde etkili olmuştur. Kendisi
her zaman Türk siyasetine yön vermiş önemli bir figürdür. Muhalefette olduğu
dönemde dahi, demokrasiyi savunmuş ve cumhuriyetin devamlılığını sağlamaya
yönelik çabalarını sürdürmüştür. Demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’yle
hesaplaşma içinde olanlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun en yakın silah
arkadaşı olan İsmet İnönü’ye yönelik çirkin saldırılarda bulunmaya devam
ediyor. Ama onlar bilsinler ki İsmet İnönü büyük devlet ve siyaset adamı olarak
Türk halkının gönlündeki yere çoktan yerleşmiştir. İsmini oradan söküp atmaya
bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kimsenin gücü yetmeyecektir. Bize
düşen en büyük görev ise Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun
yol arkadaşı İsmet İnönü’nün aziz hatırasını yaşatmak, şehitlerimizin kanıyla
kurulmuş olan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne sonsuza kadar sahip
çıkmaktır. Bizlere miras kalan bu ülkeyi çağdaş yarınlara taşımak için çalışmaya
ve üretmeye devam etmektir.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı